26 Mayıs 2009 Salı

Haykırışlar Part I

Başlamasıyla bitmesi arasındaki mesafe kısaydı ve bazen geçmeyi bilmeyen saatler kadarda uzun.Ne denesek olmadı.Pek çok insan var gözümün önünde ve onların bana zavallı bakışları ,umursamıyorum ama nedense onlarada hak vermeden geçemıyorum.Şu halimin derin çıkmazlarını apaçık şekilde görselerde ben yıne yaşanması gerekenı yaşadım ve bitti uyan diyorum kendi kendime.Radyoda gene o parça sen çok seversin 'sensiz olmaz sensiz olmaz' derken ortaçgil ama o sen kim? o sen dediğin kim be kadın...
Gözlerin yar öyle derin öyle iç açıcı öyle hüzünlü öyle öyle öyle..
Bakıncada diyorum ki heralde bunu sadece ben görüyorum kimse sana böyle baktımı diyede içten içe dert yanıyorum masamdaki yanan sigarayla bakarak resimlerine.Artık yoklar aslında ben onların hala orda olduğunu düşlüyorum belkıde bilemiyorum.Biteli beri her geçen saat her gün ve her gece yokluğun hissediliyor şu istanbulun kirli,boş,harabe sokaklarında.Oysa beraberken ne mutluydum evet sen değil ben mutluydum,sense sebebini anlayamadığım bir ocak kışı kadar soğuk ve donuk ifadenle bakıverirdin gözlerime ama bazende öyle güzel oynardın ki sanırdık biz ayrılmaz ikili bir saklanbaç oyununda yan yana koşan ve aynı çalılıklara saklanan çoçuklardık.Bu zamanla düzeldi biliyorum benim ateşim ikimizide yakacak kadar keskindi.Beni sevdin biliyorum Çünkü bazen bunu hissettirebıldın o ördüğün duvarları yıkarak sana engel olan kimdi bilmiyorum veya kimler, eski defterler mi yoksa yanında dolaşan arkadaş bozuntularımı..Bilmekte istemiyorum...
Şimdi bunlar o kadar gereksiz bir ayrıntı ki benim için seni bir daha görebilmek o kıvırcık saçlarının herbir telini ayrı ayrı pazarlamak ister gibi gök yüzüne , salına salına yürüyüşünü görebilmek ve o bana bakarken suratının aldığı dünyalara değişemiyeceğim bakışını görebilmek isterdim...